
Herkes bu yorum gönderme formu ile bir şeyler yazıp çizmiş şimdiye kadar ama bende yazmak istedim.Sonuçta bu yorum gönderme formunu sadece blogger ile ilgilenenler öğrenebilecek(Blogger ile ilgilenip öğrenemeyenler de var ama neyse)Bunun için bende konu açma hissi duydum ve açtım.Gerçekten çok güzel bir uygulama.Bu uygulama ile birlikte yorum yazmak için,ne başka pencerede yorum yapılacak,ne de "o" klasik harf kodları girilecek :) İşte bunun için çok iyi olmuş.Diğer özellikler de var ama en iyisi bu olmuş sanırım.
Bloguma az sayıda yorum yapanlara duyurulur :)

Uzun bir bekleyişin ardından 1 hafta ile gecikme ile Nihayet Pardus 2008 çıktı.Çok bekledim pardusu,indirmek için sabırsızlandım.Dün sabaha karşı indirmek istemiştim ama henüz yayınlanmamıştı saat 04:56 gibi :) Neyse indiriyoruz bakalım ulusal işletim sistemimizi inşallah bilgisayarın eski ayarlarını bozmadan kurarım.Çok güzele benziyor bayağı bir özellik eklenmiş gibi.Şurada Pardus 2008'in ekran görüntüleri var,bakın sizde hak vereceksiniz bana.Burdan da Pardus 2008'i ftp adresinden indirebilirsiniz.Hayırlı kullanmalar...

Bugün akşam saatlerinde yurtiçi kargodan bir beyefendi gelerek 1 adet kargo geldiğini söyledi.Benim geleceğinden pek bir umudum yoktu aslında ama yine de Allah razı olsun göndermişler.Bundan önce de bitdefender antivirüs paketi göndermişlerdi sağolsunlar.Bana bugün göndermiş oldukları Kasperky İnternet Security Programının Özellikleri:
Önemli Özellikler
* İnternetten gelebilecek her tehlikeye karşı Tümleşik Koruma
* Tümleşik AntiVirüs Koruması 1) Saatbaşı Güncelleme, 2) Ön Davranış Analizi, 3) Süregelen Davranış Analizi. Yeni!
* Gerçek zamanlı eposta, İnternet trafiği ve dosya koruması
* IDS / IPS destekli Kişisel FireWall Geliştirilmiş!
* Gizli bilgi sızıntılarını önleme Yeni!
* Ebeveyn Kontrolü Yeni!
* Spam ve phishing koruması
* Otomatik Güncelleme
Diğer Özellikler
* Virüs , Trojan ve Solucan koruması
* Spyware ve adware koruması
* Her tür keylogger koruması. Geliştirilmiş!
* Her tip rootkit koruması. Geliştirilmiş!
* MSN, ICQ ve diğer tüm Chat programları koruması
* Sistemi sorunsuz hale geri döndürme
* Dışarıdan durdurma ve pasifleştirme tehditlerine karşı kendini koruma
* Kurtarma Diski oluşturma
Sistem Gereksinimleri
İşletim Sistemleri Gereksinimler
* Microsoft Windows 2000 Professional
(Service Pack 4 or higher)
* Microsoft Windows XP Home Edition
(Service Pack 2 or higher)
* Microsoft Windows XP Professional
(Service Pack 2 or higher)
* Microsoft Windows XP Professional x64 Edition
* Intel Pentium 300 MHz or higher (or equivalent)
* 128 MB of RAM
* Microsoft Windows Vista Home Basic
(32 or 64-bit)
* Microsoft Windows Vista Home Premium
(32 or 64-bit)
* Microsoft Windows Vista Business
(32 or 64-bit)
* Microsoft Windows Vista Enterprise
(32 or 64-bit)
* Microsoft Windows Vista Ultimate
(32 or 64-bit)
* Intel Pentium 800 MHz or higher (or equivalent)
* 512 MB of RAM
Tüm işletim sistemleri için genel gereksinimler
* 50 MB HDD alanı
* CD-ROM (CD'den yüklenecekse)
* İnternet BAĞLANTISI (Ürün etkinleştirme)
* Microsoft Internet Explorer 5.5 veya ilerisi
* Microsoft Windows Installer 2.0
İnsan sağlığının tehlikede olduğu şu son dönemlerde(her ne kadar teknoloji ileri seviyeye ulaşmış olmasına rağmen)bazı hastalıkların ne yazık ki çaresi bulunamıyor.Modern tıp o kadar gelişmesine rağmen yapılan araştırmalar bazen yetersiz kalabiliyor.Bunun için insanlarımızın bilinçli olması çok önemli.Çaresi olunmayan hastalıklara yakalanmamak ya da yakalanıp erken teşhis yapılması çoğu zaman insanlarımızın elinde.Ben ufak bir araştırma yaptım ve aşağıdaki bilgileri buldum.Sizlerde bir şeyler yapabilirsiniz...
Magnezyum, yaşlı erkeklerde inme riskinin azalmasına vesile oluyor
Yeni bir çalışma (Archives of Internal Medicine 2008;168:459-465), yaşı altmışın üzerinde olan erkeklerde magnezyum takviyelerinin, inme (felç) riskinin azalmasına vesile olabileceğini gösterdi. Magnezyum alımı arttıkça, riskte görülen azalma daha fazlaydı; her gün magnezyum takviyesi alanlarda inme riski en düşüktü. Yaşı altmıştan küçük olan erkeklerdeyse, magnezyum takviyesinin tesiri tam tersine olabilmektedir. Araştırmacılar bu neticelere ulaşmak için, yaşları 50-69 arasında olan 26.556 erkeğin sağlık durumlarını 13 yıl boyunca takip ettiler. Grupta bu süre içerisinde 2.702 inme vakası görüldü. (Healthy News Service 12.05.2008)
Omega-3 yağ asitleri, Alzheimer hastalığının yavaşlamasına vesile oluyor
Fareler üzerinde yapılan yeni bir çalışmaya göre, omega-3 yağ asitlerinin bir tipi olan dokosaheksaenoik asitle (DHA) beslenmek, Alzheimer hastalığının yavaşlamasına, hattâ engellenmesine vesile olabiliyor. DHA; balıkta, ette, yumurtada ve takviye ürünlerinde bulunur. Araştırmacılar, fareleri DHA ile beslediklerinde Alzheimer hastalığının gelişmesinde rol alan proteinlerin birikiminin azaldığını gösterdiler. Önceki bazı çalışmalarda da DHA’nın Alzheimer hastalığının tedavisinde faydalı olabileceği ortaya konulmuştu; ancak bu araştırma omega-3 yağ asitlerinin, hastalığın gelişmesinin engellenmesine vesile olduğunu gösteren ilk çalışmadır. Neticeleri Journal of Neuroscience’da yayımlanan araştırmada, bir grup fareye tipik Amerikan diyetine benzeyen, dolayısıyla omega-3 yağ asitlerinin yaklaşık 10 katı omega-6 yağ asidi ihtiva eden bir diyet verildi. Omega-6 yağ asitlerinin omega-3 yağ asitlerine nispetinin çok olması, birçok hastalığın riskinin artmasına yol açar. Diğer üç fare grubu ise, daha sağlıklı olan 1:1’lik omega-6 yağ asidi/omega-3 yağ asidi nispetiyle beslendi. Bir gruba sadece DHA takviyesi verildi, diğer iki grup DHA’dan başka ek omega-6 yağ asidi aldı. Bütün grupların diyetlerindeki karbonhidrat, protein ve enerji miktarı aynıydı. Üç ay sonra DHA verilen bütün farelerin beynindeki zararlı protein oluşumu azaldı. Dokuzuncu ayda ise, sadece tek başına DHA verilen farelerde bu proteinlerin seviyesi düşüktü. Araştırmacılar, tek başına kullanılan DHA’nın, omega-6 yağ asidiyle birlikte verilen DHA’ya göre daha tesirli olduğunu belirtmektedir. (WebMD Medical News 18.04.2008)
Sinek kulağından yeni bir işitme teknolojisi
Canlı yapıları ve hareketleri daha detaylı ve dikkatli incelendikçe mükemmellikler daha iyi anlaşılmakta, teknolojinin gelişmesi için yeni ilhamlar elde edilmektedir. Sinek kulak yapısındaki harikalıkların da yeni teknolojik cihazların tasarlanmasına vesile olması beklenmektedir.
Bir ses kaynağından kulağımıza gelen sesin her iki kulağa varış zamanındaki çok küçük farkı hissedebilmemiz bize sesin yönünü tayin etme imkânı verir. Her iki kulak zarımız arasındaki santimetrelerle ifade edilen fark, kaynaktan gelen sesin uzaklıkları arasında bir farklılık meydana gelmesine sebep olur. Sinekte ise bu fark milimetre ile ifade edilecek kadar küçüktür ve yön tayini için yeterli değildir. Parazit bir sinek türü olan Ormia Orchracea, ses kaynağını insan kulağına göre çok daha hassas olarak tespit edebilmektedir.
Sineğin kulak zarlarını birleştiren kitinden bir köprü vardır (Şekil 1). Kulak zarları birbirine çok yakın olduğu için, ses dalgasına karşılık meydana gelen deformasyon farkı çok azdır. Ancak deformasyon olduğunda köprü bir tahterevalli gibi sallanır, ses dalgasındaki küçük farklar büyür ve sineğin, ses yönünü tayin etmesi kolaylaşır.
Maryland Üniversitesi’nden Miao Yu bu mekanizmadan ilham alarak 1-2 cm çapında yeni bir mikrofon geliştirdi. Mevcut mikrofon sensörlerine göre bu yeni sistem ses kaynağının açısını 8 kat daha hassas olarak belirleyebilmektedir. ‘Polyamide’ denen esnek bir polimerden yapılmış olan bu minik mikrofonun zarları çok küçük titreşimlerde bile hareket edebilmektedir. Zarları birleştiren köprü silikon dioksittendir. Bu âlette de sinekte olduğu gibi bir zardan diğer zara titreşimlerin aktarılmasında rol oynayan zarları çevreleyen bir hava boşluğu vardır.
Zarların deformasyonunu ölçmek üzere mikrofonun kutusu içerisinde iki fiber optik kablo vardır. Bu kablolar ile zar üzerine ışık gönderilir ve optik bir sensör ile yansıyan ışık alınır. Zarlar deforme oldukça yansıyan ışık şekilleri değişir. Bir bilgisayar vasıtası ile bu şekil değişmelerinden sesin geldiği açı hesaplanır.
Bu sistemin daha da küçültülmesi plânlanmaktadır. Bu gerçekleştiğinde sistem işitme cihazlarına eklenebilir veya minik robotlara yerleştirilerek arama kurtarma faaliyetlerinde yardım isteyenlerin seslerinin tam yerini tespit etmekte kullanılabilir.
Kaynak
- David Robson, Fly mic can pinpoint a sound exactly, New Scientist, 22 March 2008, 26.

Bilgisayar ve internet kullanıcısıysanız, posta kutunuza gün içerisinde onlarca e-posta geliyor olmalı. Bir de bazı sitelerden ücretsiz program indirmek, bazı web sitelerine üye olmak gibi işlemler yaparken e-posta adresini verdiyseniz kurtuluşunuz zor. Çünkü e-posta adresiniz -tabiri yerindeyse- artık ayağa düşmüş demektir. Böylece bazıları haraç-mezat onu satarken, bazıları da satın aldığı adrese günü birlik e-posta göndermeye başlıyor. Bunların her birine sizinle ilgili olup olmadığına bakıp, okuyup silmeniz bir vakit alıyor. Bilişim güvenliğinde uzman kişiler, bu durumla başa çıkabilmenin en önemli adımı olarak, tanınmayan kişilerden gelen e-postaların bakılmadan silinmesi yolunu tavsiye ediyor. Çünkü merak edilerek bakılan e-posta çoğu zaman vakit çaldığı gibi, maddi olarak da kayba uğranmasına neden oluyor. Bunların başında da Türkçesine oltalama dediğimiz phishing geliyor.
Güvenlik alanında faaliyet gösteren kuruluşların verilerine göre, şirketlerin bilgi ve iletişim ağlarının güvenliğini sağlama yolunda önemli mesafe kaydetmesine rağmen bireysel kullanıcıların henüz istenen bilinç düzeyine erişmediğini ortaya koyuluyor. Kişiye gelen e-posta üzerine tuzağa düşme olayı, yani oltalama hâlâ yaygın bir yol. Güvenlik, network, sistem yönetimi ve şirket içi uyumluluk üzerine faaliyet gösteren CA’nın Türkiye Genel Müdürü Çetin Uygun, “Bir bankanın sistemine girmenin çok zor olmasına rağmen, o bankanın müşterilerine ‘bilgilerinizi güncelliyoruz, lütfen aşağıdaki kutucukları doldurup siz de güncelleyin’ diye bir e-posta gönderildiğinde anında kullanıcı adı, hesap nosu ve şifre gibi bilgiler giriliyor. Böylece bankanın içine giremeyen hırsız, müşterisinden anahtar almış gibi oluyor. Bunun için eğitim ve bilinçlenme şart. İnsanların bir okul bitirmesi, internet kullanımında eğitimli oldukları anlamına gelmiyor. Bilgisayar ve internet kullanıyorsa bunun da eğitimini alması gerekiyor. Tanıdığım son derece eğitimli birçok kişi bile dikkat etmeden bilgilerini giriyor ve büyük paralar kaybediyorlar.” diyor.
Bundan 10 yıl önce virüs, 5 yıl önce de phishing (oltalama) yöntemi ile hesapları boşaltanlar yoktu. Her gün yeni tehditler ortaya çıkıyor. CA gibi şirketler ise ürettikleri programlarla kullanıcıya gelen e-postanın gerçekten bankadan gelip gelmediğini kontrol edip, bankadan gönderilmemişse sisteme sokulmamasını sağlıyor. Böylece virüsler, truva atları, oltalama saldırıları dışarıda tutuluyor.
Çetin Uygun, bankalara tek noktadan saldırıldığı için tehdit görülüp açık kapıların anında kapatıldığını söylüyor. Böylece hırsıza girilecek kapı kalmıyor. O zaman sanal hırsız kendine son kullanıcıyı hedef olarak seçiyor. Bankanın bir kapısından giremezken, kurnaz bir şekilde, on binlerce müşterisinde bulunan anahtar isteniliyor. Genel e-postadaki web sitesinin görüntüsü de bankanınki ile çok benzer olduğu için müşterilerden birkaçı bu tuzağa düşünce hırsız içeri adımını atmış oluyor.
Hırsızlar kişilerin bilgilerini çalmak için birçok yol deniyor. E-postalar ve web sitelerine virüs bulaştırmak da bu yöntemlerden bazıları. Kendini e-posta aracılığı ile adres defterindeki kişilere gönderenler var. Sonuçta kişisel bilgiler çalınıyor. Bunları önlemenin en önemli yöntemi ise internet güvenlik programları kullanmak. Çünkü bilgisini kötü yolda kullanan çok kişi var. Paranın yanı sıra iş gücü, bilgisayar altyapısında meydana gelen problemler de var. Eğer böyle güvensiz bir ortam varsa, kullanıcının da kendisini en iyi şekilde koruması lazım. İnternette yabancı kişilerle konuşmamalı, iyi bilinmeyen sitelere girilmemeli. CA Türkiye Genel Müdürü Uygun, internetin devletler gibi sınırı olmadığı için suistimale açık bir ortam olduğunu belirtiyor. Uygun, bunu şöyle açıklıyor: “İnsanlar vizesiz sınırdan geçemiyor ama kuş gribi sınır tanımadan her yere yayılabiliyor. İnternet de sınırsız olduğu için istediği yere yayılabiliyor. Bir saldırının veya virüsün nereden geldiğini artık biliyoruz ama bunu öğrendiğimizde iş işten geçmiş olabiliyor.”
CA’nın son zamanlarda kullanıma sunduğu Security Suit içerisinde antivirüs, antispam, ebeveyn kontrolü ve güvenlik duvarı var. CA Türkiye, aylık 1 YTL ücretle antivirüs, saldırılara karşı koyan hizmeti hayata geçirecek bir sistem üzerine çalışıyor.Alıntıdır:Zaman Gençlik: m.sakin@zaman.com.tr


1990’lı yılların başlarında İtalyan ve İsviçreli metal ve gotik gruplarda solistlik yapmaya başlayan, kısa sürede yıldızı parlayıp 1997-2004 yılları arası black metalin efsanevi grubu Ancient’in bayan solisti olarak ün salan Deadly Kristin yakın zaman önce müslüman olduğunu açıkladı.
Dünya, kâinat’ın esrarları, ölümden sonra hayat, insan etkileşimleri, vb. Hakkında bir kitap hazırlığı içindeyken Kur’anı Kerim’le tanıştı ve hayatının dönüm noktasını oluşturan bir karar aldı.
Hayatının geri kalan kısmını yaratanına isyanlarla değil onunla dost olarak geçirecekti; belki bir Mevlana belki bir Yunus olacaktı. Yüz seksen derecelik bu dönüş basının ilgisini çekerken başta ailesi olmak üzere bir çok hayranının tepkisine yol açtı. Deadly’nin aldığı bu karar herkesi sarsmıştı. Adeta mateme bürünen babasına ‘atesit olmanı tercih ederim.’ dedirtmiş, yıllarca aynı sahneyi ve emeli paylaştığı Aphazel’in yüzünde alaylı bir gülümsemeye dönüşmüştü. Öyle ya da böyle o seçimini yapmış, kendisiyle buluşmuştu, müslüman olmuştu. Daha ne olsundu?! Her gün Myspace.com’dan binlerce kişi tarafından ziyaret web sitesinde İslam’a atılan iftiralara cevaplar veriyor ve insanların gerçek İslam hakkında bilgi edinmelerini sağlıyor. Şu sıralar Avusturya’da yaşamasına rağmen herkese bir web sitesi yakınlığında duran sanatçı müslüman bir müziyenle evli ve ‘Sufi Rock’ adını verdiği bir tarz üzerinde çalışıyor.
ARTIK MÜSLÜMAN’IM, BLACK METAL YAPMAM
Blak metal rock’ın efsanevi grubu Ancitent’in kadın solisti Deadly Kristin’e bir şeyler oldu. Kristin’in yakın zaman önce Müslümanlığını açıklamasıyla birlikte yer yerinden oynadı. Bu değişim, aldığı tepkiler onu münzevi bir yaşam şekline itmediği gibi sanılanın aksine yaklaşık 18 yıllık rock geçmişinin üzerine bir çizik de atmadı. O hâlâ İtalyan rockının en sevilen şarkıcılarından biri. Kendi deyimiyle belki birkaç arkadaş ve birkaç hayran kaybetti ama yeni arkadaşlar ve yeni hayranlar kazandı. Benimsediği yeni dünya görüşünü müziğine de yansıtan Kristin Müslüman olduktan sonra Hayam Nur ismini kullanmaya başladı. 1997’de dahil olduğu Ancitent’le 2003’te yolları ayrılan Kristin bu ayrılığa rağmen 2005’te Dreamlike Horror’un başlangıç albümünde grupla birlikte çalıştı. “Delightful Suicides-Zevkli İntiharlar” isimli bu albüm rock müzik sahasında Yunanistan’ın en iyi bağımsız plak şirketi olan Sleaszy Müzik tarafından piyasaya sürüldü. Halen İsveç’te yaşayan sanatçı 2006’dan beri İsveç Radyosu P4’te her perşembe sabahı 08.15-09.00 arası canlı tartışmaların yapıldığı, uluslararası müzik sahnesinden yeni single’ların tanıtıldığı bir talk show programı yapıyor. İslam dendiğinde intihar bombalamaları ve kumda koşan silahlı çocukların akla geldiği bir ülkede İslam’ı seçen Deadly Kristin’le 2005 yılında başlayan bu ilginç değişim öyküsünü konuştuk.
Allah’a yönelişiniz sanatsal arayışlarınızın bir parçası olarak mı gelişti, nasıl oldu?
Öyle de diyebiliriz. Dünya, kâinatın esrarları, ölümden sonra hayat, insan etkileşimleri, vb. hakkındaki teorilerimi bir araya toplayan, varoluşçu bir kitap yazıyordum. Teorilerime somut ve bilimsel bir temel verebilmek için daha fazla bilim, kimya, fizik, biyoloji ve astronomi çalışmaya başladım. Kitapla ilgili çalışmalarımı yarı yarıya tamamladığım bir noktada iki Müslüman entelektüelle tanıştım ve fikir alışverişinde bulunmaya başladık. Bu arkadaşlar benim teorilerimi anlamakla kalmayıp, Kur’an’ın benzer şeyleri daha büyük bir detayla açıkladığını bana gösterdiklerinde şok yaşadım ve aniden bakışım değişti ve İslam’a karşı giderek büyüyen bir ilgi beslemeye başladım. Daha yakından tanımak istedim, daha fazla öğrenme ihtiyacı duydum. Arkadaşım Davud, bana İtalyanca bir Kur’an verdi. Okumaya başladım. Her gece en az bir saat yatağımda oturup bir sûre, ardından diğer bir sûreyi okuyor ve ertesi gün okuduklarımı onunla konuşuyordum.
Peki, bu köklü değişim ne zaman gerçekleşti?
Tanıkların önünde resmi olarak şehadet getirdiğimde Mart 2006 idi. Ama bundan aylar önce (2005 yılında) kendi kalbimde Müslüman olmuştum. Aslında ilk şehadetimi dediğim gibi kendi dairemde tek başınayken getirdiğimi hatırlıyorum. O yaz Kur’an okumaya başladım. 2005 Ramazan’ı benim ilk Ramazan’ımdı, oruç tutmaya başladım. Bütün ay boyunca oruç tuttum.
Hiç tereddütleriniz olmadı mı? (Caydırıcı faktörler yok muydu? Aile, arkadaşlar, şöhret, vs...)
Olmadı Elhamdülillah! Kur’an’ı okumak, gerçeği aynı ilk kez görmek gibi. Sanki biri dünyayı görmek üzere kullandığım filtreyi gözlerimden kaldırmış gibi. İslâm’ı bulmuş olduğum için kendimi çok kutsanmış hissediyorum! Aileme Müslüman olacağımı söylediğimde çok şiddetli tepki verdiler. Babam, ateist olmamı tercih edeceğini söyledi! Annem dışında herkes benimle arasına görünmez bir duvar koymuştu. Ama zamanla kabul ettiler. Şu an İslâm’ın benim içimdeki güzel şeyleri açığa çıkardığını, şimdiye kadarkinden çok daha iyi biri olduğumu görebiliyorlar. Hayranlarım da da çok şaşırdı. Metal dünyasında konuşulacak çok şey vardı ve sayısız röportaj yaptım. Eski takipçilerimden bazılarını kaybetmiş olabilirim; fakat kesinlikle yeni hayranlar kazandım. Hayranlarımdan bir kısmı benim gibi Müslüman oldu. Elhamdülillah!
Ancitent gibi metalin en koyu tınılarıyla demlenen bir grup için böyle bir değişiklik kabullenilebilir miydi?
Gruptan İsveç’e taşındıktan sonra, 2003’ün sonlarına doğru ayrılmıştım zaten. Ancitent’te bu konu hakkında konuştuğum tek kişi Aphazel’di. Ona bunu anlattığımda hiçbir şey söylemeyip gülümsemişti. Gülümsemesini durduramamıştı. Bununla eğleniyor gibiydi. Bana hiçbir zaman neden Müslüman olduğumu sormadı. Sadece kabul etti ve büyük bir ihtimalle bunu beklenmedik ve gülünç buldu. Çünkü artık onun tanıdığı Deadly değildim. Grubun geri kalan üyeleri bunu internetten, yaptığım röportajlardan ve web sitemden öğrendiler. Aklımı kaçırdığımı düşünenler oldu.
Basın için sansasyonel tatlar içeren bir konu başlığı olmuşsunuzdur herhalde.
Oh evet, internette ve birçok müzik dergisinde bu konu hakkında çok söylemler oldu. Ama olabildiğince seviyeli söylemlerdi bunlar. Hepsi neden dinî bir yaşam tarzı benimsediğim ve neden dinler arasından İslâm’ı kucakladığım yönünde, beni anlama yönünde yoğun bir gayret içindeydi. Basının bu ilgisi Allah’ın bir lütfuydu benim için. Böylelikle İslâm’a ve Müslümanlara duyulan öfke ve önyargıları belki bir nebze kırmaya ve İslâm ve Kur’an hakkında doğru mesajlar vermeye çalıştım.
Gözlerinizdeki filtre kalktı ve her şeyi farklı görmeye başladınız. Peki bu filtre kulaklarınızda da var mıydı? Sesleri algılayışınızda bir farklılık oldu mu? Şimdi müzik, hayatınızın neresinde duruyor?
Şu an Müslüman olduğum için doğal olarak bir black metal grubunda çalamam. Hâlâ rock ve metal müziği seviyorum. Fakat bunun pozitif bir his vermesi ve mutlu bir mesaj içermesi gerekiyor. Black metal, negatif bir müzik. Hayatın en karanlık yanlarını, korkuları, düş kırıklığını ve öfkeyi ifade ediyor. Allah’a şükürler olsun ki bunlar geçmişte kaldı.
Geriye baktığınızda nelerden pişmanlık duydunuz?
Müzikal anlamda hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum. Ama hayatım boyunca gerçek ahlâki bir rehberden tamamen yoksun yaşadığımın farkına varmak kalbime çok ağır gelmişti. Geçmişimden sahneler aniden aklımda beliriyordu, içine girdiğim durumlar, kötü bir şekilde incittiğim insanlar, bütün bencilliğim kafamın arkasındayken şimdi yüzeye çıkıyorlardı. Bütün hatalarım ve yanlışlarım için Allah beni affetsin inşallah!
--------------------------------------------------------------------------------
SIĞ ÜNLÜLERİ ÖNÜMÜZE İTİYORLAR
İsveç radyosu P4’te dünya müzik meselelerinin de konuşulduğu bir program yapıyorsunuz. Dünyayı yöneten müzik ve insanların bu müzik karşısındaki duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Müzik insanların zihin ve düşünceleri üzerinde büyük bir güce ve etkiye sahip. Sadece zihin üzerinde değil hatta vücut üzerinde bile etkisi var. Biliyoruz ki; var olan her şey titreşir. Müzik de fiziksel olarak fizik vücudumuzun titreşimlerini etkileyebilecek bir titreşimdir. Çok güçlü bir araç. Doğru ve pozitif bir şekilde kullanırsanız kesinlikle bireyler ve birey toplulukları için büyük bir etkisi olur. Günümüzde müzik endüstrisini kontrol edenler ve nasıl bir dünyanın olması gerektiğine karar verenler medya patronları. İnsanlar koyun gibiler. Televizyonda bir şey görüyorlar ve aynı onun gibi davranmaya başlıyorlar. Sanki TV, onların tanrısı gibi orada gördükleri her şeye uymak zorundalar.
Şu an TV ve radyolar en anlamsız ve sığ artist ve ünlüleri önümüze itiyorlar. MTV’nin ne hale geldiğine bakın! Jackass gibi programlar idiotları meşhur yaptı. Onun harika olduğuna inandırmak için size baskı yapıyorlar.
--------------------------------------------------------------------------------
MEDYA İSLAM’LA SAVAŞ HALİNDE
Avrupa’da müzik kanallarında Müslüman müzisyenlerin kliplerinin yayınlanmayışı konusunda ne düşünüyorsunuz?
Müslüman sanatçıların klipleri yayınlanmıyor. Çünkü bütün medya, İslâm’la savaş halinde. Bu bütün dünyaya yayılmış olan anti İslâm propagandasının bir sonucu. Dünyanın bütün büyük TV istasyonları ve gazeteleri İslâm’ın bir düşman olarak portresinin çizilmesi uğruna çok katı politikalar uyguluyorlar. İslâm’ın içindeki bütün iyilikleri baskı altında tutabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama umudum o ki; bu ileride geri tepecek ve gelecekte gerçekten bunun tam tersi şeyler olacak. Sonunda insanlar bütün bu sığlıklardan yorulup daha derin ve anlamlı şeyleri arayacaklar. Buna karşılık bir ‘(Müslüman) müzisyenler birliği’ fikri bile gündeme gelmedi.
Sizce böyle bir beraberliğe ihtiyaç yok mu?
Kesinlikle. Sesimizin duyulmasını sağlamak bizim elimizde ve internet bunun için büyük imkânlar sunuyor. İslâm ve sanatımız hakkında insanların doğru bilgi sahibi olabilmeleri için birbirimize kenetlenip elimizden geleni yapmamız gerektiğine inanıyorum.Alıntıdır:Zaman Gençlik:Zeren ÇELEBİ

ÖSS'ye 9 gün kaldı bugün itibariyle.Ben gerçekten çalıştığıma inanıyorum,ve en azından kazanamasam bile içim rahat olarak gireceğim bu sefer ki sınava.Bu gerçekten nasip-kısmet meselesi ama kazanamazsam tabiki üzüleceğim.Son 1 ayda o kadar hazırlandım ki bir arkadaşım bir de ben bilirim :) Son 1 ay çalışarak kazanan çok insan var.Ben ya da biz neden yapamayalım? İnanın şu zamanlarda daha kolay geliyor sorular.Ve ilk başta ki denemelerimle şu anda ki denemelerim arasında dağlar kadar fark var.İnşallah şu sınavı kazananlardan olur ve inşallah hizmete bir an önce başlarız.ÖSS sınavını sadece ben değil inşallah tüm Muhammed(s.a.v)ümmeti kazanır.Bu arada yukarıda ÖSYM'den gelen resmi çektim ve bilgilerim var :) Bu sene Liseyi bitirdiğim okulda gireceğim sınava :) Tekrardan herkese başarılar Allah herkese sınav anında yardım etsin....

Yine Yeni bir Oksijen Çadırı ile birlikteyiz.Bu bölümde diğerlerine nazaran önemli sayılabilecek bilgiler yer alıyor.Yine güldürü öğelerine yer verdim :) Umarım hoşunuza gider.Şu ana kadar pek ilgi görmüyor ama ben ısrarla yayınlamaya devam edeceğim,isteyen indirir:)
Resmin üzerine tıklayarak indirebilirsiniz.