Kanal D izle Star Tv izle Atv izle Show Tv izle Fox Tv izle TRT 1 izle NTV Spor izle Kral Tv izle A Haber izle Tv8 izle NTV izle CNN izle Samanyolu izle Tjk Tv izle Yumurcak Tv izle




İşte bir ekmeğini internetten çıkarma hikâyesi daha. Hikâye iyi de materyal kötü mü? Asla. Üniversite öğrencisi Elif, burs bulamamış ve tutmuş laptoplarını süslemek isteyen gençlere sanal çıkartmalar satan bir site kurmuş. Sitede Simpsonlardan Mona Lisa’ya, eski İstanbul görüntülerinden ünlü sporculara kadar pek çok ürün bulunuyor.



İnsanlar, hayatları boyunca ummadıkları şeylerle karşılaşabiliyor. Yaşadığımız süre boyunca olumsuz gibi görünen bazı durumlar, insanlara bazen umduğundan daha iyi kapılar da açabiliyor. Böyle durumların birçok örneği var. Örneğin, matematik dersinde çok başarısız olduğu için ilkokuldan atılan Einstein’ın yüzyılın en önemli bilim adamı olması, dünya tarihinin en önemli bestecilerinden Beethoven’ın, başarısını müzik öğretmeninin “Senden müzisyen olmaz” sözü üzerine bina etmesi ve gelmiş geçmiş en başarılı basketbolcu olan Michael Jordan’ın profesyonel basketbol kariyeri öncesinde okul takımından atılmış olmasına rağmen potaların zirvesine çıkması bunlardan sadece birkaçı. Olumsuz gibi görünen durumlar sonunda aralanan kapıdan başarıya yürüyen bir diğer örnek de, İstanbul Üniversitesi’nde sosyoloji eğitimi alan Elif Özcan. Emekli bir babanın iki çocuğundan biri olan Elif, okula ilk başladığında okul masraflarını karşılamak için birçok kuruma burs başvurusunda bulunmuş. Ancak Büyükşehir Belediyesi’nin eğitim bursu dışında hiçbirini alamamış. O burs da ikinci sınıfa geçtiğinde kesilmiş. Dersleri başladıktan sonra yaz boyu çalıştığı part-time işinden de ayrılmak zorunda kalan Elif, yeni bir burs bulmak için internette gezinirken, yabancı bir site dikkatini çekmiş.

Sitede dizüstü bilgisayarların üzerine farklı beğenilere uygun çeşitli çıkartmalar satılıyormuş. “Tam para kazanma umudumu kaybettiğim esnada karşılaştım bu siteyle. Benzer bir siteyi de Türkiye’de ben yapmaya karar verdim.” diyor Elif. Tabii bu işi çok para harcamadan kotarmak uzmanlık istiyor haliyle. Öncelikle site kurmak için iş bilen bir ağabeye ihtiyaç var! Ağabeyinden site için yardım isteyerek başlamış işe. Kategorileri birlikte seçmişler. Sitede herkese göre bir çıkartmanın mutlaka bulunmasına da gayret etmişler. Çıkartma çeşitleri için arkadaşların fikirleri de alınmış. Siteyle ilgili teknik detaylar, birkaç gün içinde halledilmiş ve bir baskı firması ile anlaştıktan sonra çeşitli kategoride örnekler sitede sergilenmeye başlamış. www.yapishtir.com’un hikâyesi böyle başlamış.

Sitedeki ürünler arasında en fazla ilgi gören ürünler, Simpsons, Garfield ve South Park gibi çizgi film karakterleri. Bunun yanında çok çeşitli seçenekler de mevcut tabii. İstanbul âşığı bilgisayar kullanıcılarına eski semtlerden görüntüler, basketbol meraklılarına NBA yıldızlarının çıkartmaları, futbol düşkünleri için futbolcu fotoğrafları ve kulüp amblemleri, otomobil merakı olanlara da her marka otomobilin fotoğrafı sunuluyor. Bunun yanında dünyanın en ünlü ressamlarının tabloları da yapishtir.com’un seçenekleri arasında yer alıyor. Ayrıca istenilen her türlü fotoğraf ya da resim de kısa sürede çıkartma haline getiriliyor.

Laptopunuzun sevdiğiniz bir yapıştırma ile süslenmesini istiyorsanız bu siteye mutlaka göz gezdirmelisiniz. Üstelik sadece sitede size sunulan ürünler ile de sınırlı kalmayıp istediğiniz çalışmayı da talep edebilmeniz sitenin en önemli yönü. Siteye fotoğrafını göndermeniz halinde çocuğunuzun en şirin gülümsemesini, arabanızın en cafcaflı halini, taraftarı olduğunuz takımın en önemli başarıları laptopunuzun kapağında görebilirsiniz.Alıntıdır. Gençlik Zaman


Renkli gözlü görünmek gençlerin yeni trendlerinden. Daha �havalı� ve farklı görünme isteği, gençler arasındaki kontakt lens kullanımını artırıyor. Ancak bilinçsiz ve hatalı kullanımın vereceği zararlar konusunda kullanıcılarının yeterli bilgiye sahip olduğunu söylemek de zor.Ayrıntılar yazının devamında:



Adana Maya Göz Merkezi, Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Adil Tekin, kontakt lens kullanımının genç hanım ve erkekler arasında kozmetik kaygılarla tercih edilen bir aksesuar haline geldiğini hatırlatarak bu araçların çok dikkatli bir şekilde göze takılması gerektiğini söylüyor. İster numarasız, ister görme kusurlarını düzelten optik amaçlı kontakt lens taksın, kullanıcıların mutlaka mutlaka doktor kontrolünden geçerek göz yapısının lense müsait olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Tekin, lensin göze uygun çapta olup olmadığı, renk, oksijen ve su geçirgenliği gibi özelliklerinin önceden saptanması gerektiği yönünce uyarılar yapıyor.

Gözdeki kornea tabakasının gözyaşı ve oksijenle beslendiğini hatırlatan Tekin, bütün lenslerin az ya da çok korneayı bu hayati gıdaları almaktan alıkoyduğunu ifade ediyor. Uygun olmayan lenslerin kısa ve uzun dönemde gözde kuruluk veya alerjik bazı rahatsızlıklara sebep olacağının altını çizen Tekin, temizlik kurallarına uyulmadığı takdirde söz konusu sürenin uzayıp kısalabileceğini söylüyor. �Mikroorganizmalar ve yabancı maddeler için elverişli ortam oluşturan kontakt lenslerle yaz aylarında havuza girilmemeli. Çünkü göz sürekli kapaklarla yıkanıp siliniyor. Kontakt lens ise korneamızda kullanılan bir protezdir. Her zaman gözde mikrop yuvası haline gelme riski var. Özellikle çok tozlu ortamlarda ve yoğun sigara içilen yerlerde bu risk yüksektir. Ayrıca lens sürekli takıldığında gözde kızarıklığa ve kaşınmalara yola açabilir.� diyen Opr. Dr. Tekin, bütün lenslerin günlük takılıp çıkartılmasını tavsiye ediyor.

Gözlük reçetesi ile lens alınamaz

Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. İbrahim Taşkın da günümüzde rahatlıkla ulaşabilen kontakt lensleri her isteyenin gözüne takamayacağı uyarısında bulunuyor. Taşkın, birtakım kimyasal özellikleri bulunan lenslerin gece kullanılmasının pek uygun olmadığını belirterek hatalı lenslerin gözde beslenme bozukluğuna yol açıp kornea damarlarının beyazlaşmasına neden olabileceğini ve bu durumda da mikrop kapan gözde iltihaplanma ve benzeri hastalıkların görülebileceğini söylüyor. Taşkın, gözlük reçetesiyle kontakt lens alınamayacağını söyleyerek, �Lensin markası, markanın modeli, eğrilik yarıçapı, çap ve biyopsisi... Bunlardan herhangi biri değiştiği zaman lens yeniden hekim tarafından kontrol edilmeli. Sadece numara yazılarak reçete ile gidilip bu ürün alınamaz, alınmamalı. Zaten reçete olmadan bir optisyenin kontakt lens satması yasaktır.� diyor.




Kontakt lens alırken...

Görme keskinliği bir hekim tarafından değerlendirilmeli. Göz numarası tespit edilmeli. Biyomikroskop ile göz muayenesi ve gözyaşı değerlendirilmeli. Lensler alınırken ambalaj paketi veya folyosunun açılmamış ve son kullanım tarihinin geçmemiş olmasına dikkat edilmeli. Lensin karışmasını önlemek için daima aynı gözden başlanılmalı. Bazen ambalaj içinden lensi almakta zorlanılabilir. Bu durumda cımbız ve benzeri bir alet kullanılmamalı. Lensin temiz ve nemli olması gerekir. Çizik, çentik, yırtık veya çatlak bulunmamalı ve küçük parçacıklar yapışmış olmamalıdır. Lenslere dokunmadan önce mutlaka eller yıkanmalı. Eller yıkanırken yağ, losyon ya da parfüm içermeyen bir sabun ve pamukçuk bırakmayan havlu tercih edilmeli.


Sevgili gençler;Kimse ölmek istemez. Cennete gideceklerinden emin olan kişiler bile istemezler ölmeyi... Ancak ölüm, hepimizin paylaştığı bir ‘ortak nokta’dır. Hiçbirimiz kaçamamışızdır ölümden.Zaten olması gereken de budur. Ölüm, hayatın tek ‘en iyi icadı’dır. Hayatın tek ve gerçek ‘değişim aracı’dır. Yeniye yer açmak için eskinin ortadan kaldırılması gerekir. Şu anda yeni olan sizsiniz; ancak çok da uzak olmayan bir gün, ‘eski olan’ da siz olacaksınız ve siz de silineceksiniz hayat sahnesinden. Böyle üzücü ve hatta ürkütücü bir konudan söz ettiğim için üzgünüm ama... Bunların tümü gerçektir. Zamanınız sınırlı. O sınırlı zamanınızı, başkasının hayatını yaşayarak harcamayın.”

Bu satırları daha önce okumadı iseniz, ilk defa duyuyorsanız Gezgin Abimiz yine döktürmüş diye düşünüyor olabilirsiniz. Doğrudur, zaman zaman ne döktüğüm belli olmasa da döktürdüğüm doğrudur; ama yukarıdaki cümleler bana ait değil. 2005 yılında dünyaca ünlü Stanford üniversitesinin mezuniyet konuşmasında Apple şirketinin CEO’su, Macintosh makinelerinin mucidi Steve Jobs’un yaptığı konuşmadan alınmış bir bölümdü okuduğunuz.

Kendi kurduğu Apple’dan 1985 yılında ayrılmak zorunda bırakılan, arkasından yılmayarak beş yıl içinde Next ve Pixar isimli iki şirket daha kuran Jobs, geçen hafta yazıma konu ettiğim Silikon Vadisi’nin kuşkusuz en başarılı ve renkli kişisi. Pixar; sinema sektöründe meydana getirdiği animasyon devrimi ile herkese ismini öğreten bir şirket. Günümüzün en başarılı animasyon şirketi olan Pixar’ın yanı sıra diğer şirketi Next’i de başarı ile büyüten Jobs, Apple’ın bu şirketi satın alması ile yıllar sonra tekrar yuvaya dönmüştü. Yokluklar içinde büyüyen ve başarının, başarmanın kıymetini iyi bilen birisi olarak Jobs’ın hayatından çıkardığı derslerle örgülediği Stanford mezuniyet töreni konuşmasını duymamış, dinlememiş veya tercümesini okumamış olanlarınıza vakit geçirmeden bulmanızı tavsiye ederim. Yorum katarak yazıyı uzatmaktansa o konuşmadan bazı pasajlar alarak, sizlerin yorumlarınıza bırakmayı tercih ediyorum.Kimi zaman hayat bize tüm zorluklarını sunar. İşte o an yapmamız gereken tek şey, inancımızı kaybetmemektir. Hayatımda beni ileriye götüren tek şey, yaptığım işe olan aşkımdır. Bundan hiçbir zaman kuşkum olmadı.Kimin söylediğini bilmiyorum; ama 17 yaşımdayken okuduğum şu sözü, hayatım süresince hiç unutmadım:Eğer her günü, o gün hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, bir gün kesinlikle doğruyu yapmış olacaksın.?Bu söz beni öylesine etkiledi ki, o günden bu yana geçen otuz üç yılda her sabah aynaya bakar ve kendime sorarım:? ‘Bugün hayatımın son günü olsaydı, gün boyu yapacaklarımı gerçekten yapmış olmak ister miydim acaba?? Bu soruma ‘hayır’ cevaplarım arttıkça, bir şeyleri değiştirmem gerektiğinin farkına varırım ve yaptıklarımı ciddi bir biçimde denetleyerek, tek tek gözden geçiririm... Eninde sonunda öleceğimi düşünmek, hayatta büyük seçimler yapmama yardımcı olan en önemli etkendir. Çünkü yaşadığımız dünyaya ait tüm beklentilerimiz, gurur, kibir, her türlü sıkıntı, başarı, başarısızlık gibi ‘bu dünyanın sözüm ona önemli işleri’, ölüm söz konusu olduğunda bir anda tüm önemlerini yitiriyorlar, kelimenin tam anlamıyla kocaman bir “hiç” oluveriyorlar.Bir gün öleceğimizi unutmamak, kaybedeceğimiz bir şeylerin olduğunu düşünme tuzağından kurtulabilmemiz bildiğim en gerçekçi yöntemdir. Hayatınızda, yüreğinizin götürdüğü yere gitmemeniz, yüreğinizin sesini dinlememeniz için hiçbir nedeniniz yoktur. O nedenle, korkmayın kulak vermekten, yüreğinizin sesine...Esat Gürbüz'den alıntıdır.

Image Hosted by ImageShack.us


Evet arkadaşlar daha önce şurada size Oksijen Çadırı'nın 1.Bölümünü sunmuştum.Şimdi de Oksijen Çadırı'nın 2. bölümü var.Bu bölümde diğeri kadar eğlenceli ve düşündürücü.Ben lafı hiç uzatmadan Oksijen Çadırı'nın 2. bölümünü sunayım.

İndirmek İçin: Oksijen Çadırı Bölüm 2

Image Hosted by ImageShack.us



Bankada bir hesap sahibi olduğunu düşün,hesabına her sabah 86.400 dolar para yatırılıyor,fakat bu paranın hepsini akşama kadar harcamak zorundasın,para ertesi güne transfer edilemez.Paranı kullansan da kullanmasan da hesap her akşam sıfırlanıyor.Ne Yaparsın?

Tabii ki hepsini harcamaya çalışırsın;hepimiz,zaman adlı bu bankanın müşterileriyiz; her sabah 86.400 saniyeye sahip oluyoruz;bu zaman yarına transfer edilemez.Her sabah hesabımız dolar,her akşam boşalır.Geri dönüş yok,saniyelerini şu anı yaşayarak harca,en iyisi bunlarla yatırım yap.

Mutluluk,sağlık ve başarı için,zaman kaçıyor.Her gün için en iyisini yap.Bir senenin değerini anlamak için sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.Bir ayın değerini anlamak için 8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.Bir haftanın değerini anlamak için,haftalık dergi çıkaran bir editöre,Bir saatin değerini anlamak için ,kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.Bir dakikanın değerini anlamak için,treni son anda kaçıran yolcuya sor.Bir saniyenin değerini anlamak için,bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.Bir salisenin değerini anlamak için olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor.Her anını değerlendir. Unutma! Zaman hiç kimse için durmaz.Geçmiş zaman tarihtir.Gelecek zaman sırlar,meçhullerle doludur.
Sadece şu "an"sana veilen gerçek bir armağandır...




Enes ve Blog'unda sizler için yepyeni bir eğlenceli bölüm hazırlandı.Bu Bölüm'ün adı ''Oksijen Çadırı''. Oksijen Çadırı da ne diye soracak olursanız hemen söyleyeyim.Oksijen Çadırı içinde Düşündürücü sözler,Fıkralar(Güldürürken düşündüren),Lüzumsuz Bilgiler,Neler Oluyor Hayatta gibi bölümlerin bulunduğu bir powerpoint biçimli içeriktir.Zaten üstte küçük bir resmi bulunuyor.Bundan böyle fırsatım oldukça bölüm bölüm burada yayınlamaya çalışacağım.İlk bölümünü hazırladım.

İndirmek İçin: Oksijen Çadırı Bölüm 1












Arkadaşlar bir çoğumuzun Dershanelerde veya Okullarda okuduğu şu günlerde biraz da rehberlik derslerine ihtiyacımız var.Bunun için Bazı kaynaklardan derlediğim bir rehberlik yazısı yayınlamayı düşündüm.Sıkıldığımız veya gevşediğimiz şu dönemlerde bu yazı inşallah ilaç gibi gelecektir sizlere :)



Genellikle nasıl yapıldığı bilinen şeyler için “Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok” denir.Bu durum başarılı olmak isteyen öğrenciler içinde geçerlidir.Başarı üzerine bir hayli araştırma,gözlem ve deneyim vardır.Aşağıda okul ve sınavlarda başarılı olmuş öğrencilerin genel olarak hangi özelliklere sahip olduğu bulunmaktadır.



1.)Başarılı öğrencinin bir ideali ve bir hedefi vardır.

2.)Kendine olan güveni ve inancı yüksektir.Başarılı olacağına dair inanç vardır.Yapamam,edemem gibi sözcükler kullanmaz.Çünkü çevresinde başarılı olanların kendisinden pek farklı özellikte olmadığının farkındadır.

3.)Israrcıdır.Hayatta başarılı olanlar hep ısrarcı olanlardır.Edison’un ampulü buluncaya kadar 1000’e yakın deney yaptıran güç,bu özelliğidir.Başarılı öğrencilerde anlamadığı ve çözemediği konularda hemen pes etmez.

4.)Sürekli ve düzenli olarak çalışır.Zamanını planlamayan ve sürekli çalışma alışkanlığı oluşmayan bir kişinin başarısı beklenemez.

5.)Düzenli bir kitap okuma alışkanlığı vardır.Başarının önünü açan ve başarıyı sürekli kılan en önemli alışkanlık kitap okumadır.Kitap okuma,hem kişinin kültür seviyesini yükseltir,hem de öğrenme isteğini arttırır.

6.)Arkadaş seçimine özen göstermektedir.Başarının en önemli kuralı,birlikte olduğu arkadaşını itinayla seçmektir.Bilinmelidir ki,iyi seçilmemiş arkadaş grubu,kaybedilmiş bir başarı demektir.

7.)Öğretmenleriyle iyi bir diyalog kurmadan,onların önerilerini dikkate almadan ve öğretmenlerin emeklerine saygıyla karşılık vermeden bir başarı beklenebilir mi? Öğretmene gösterilen saygı,kişinin kendisine gösterdiği saygı ve değerdir.

8.)Çevresiyle iyi bir iletişim içindedir.Çevresindeki insanları iyi tanıma,onlarla örnek bir diyalog kurma,onların güzel yönlerinden yararlanma ve deneyimlerinden istifade etme,iyi bir iletişim yoludur.Özellikle de başarısıyla kendisini ispatlamış insanlarla beraber olunmalıdır.Bunu yapan öğrenciler iyi bir kazanım elde ederler.

9.)Ailesine bağlıdır.Her başarı,aileyle başlar ve aileyle devam eder.Ailenin maddi ve manevi desteğini alamamış bir öğrenci asla başarıya ulaşamaz.