
İşte bir ekmeğini internetten çıkarma hikâyesi daha. Hikâye iyi de materyal kötü mü? Asla. Üniversite öğrencisi Elif, burs bulamamış ve tutmuş laptoplarını süslemek isteyen gençlere sanal çıkartmalar satan bir site kurmuş. Sitede Simpsonlardan Mona Lisa’ya, eski İstanbul görüntülerinden ünlü sporculara kadar pek çok ürün bulunuyor.
İnsanlar, hayatları boyunca ummadıkları şeylerle karşılaşabiliyor. Yaşadığımız süre boyunca olumsuz gibi görünen bazı durumlar, insanlara bazen umduğundan daha iyi kapılar da açabiliyor. Böyle durumların birçok örneği var. Örneğin, matematik dersinde çok başarısız olduğu için ilkokuldan atılan Einstein’ın yüzyılın en önemli bilim adamı olması, dünya tarihinin en önemli bestecilerinden Beethoven’ın, başarısını müzik öğretmeninin “Senden müzisyen olmaz” sözü üzerine bina etmesi ve gelmiş geçmiş en başarılı basketbolcu olan Michael Jordan’ın profesyonel basketbol kariyeri öncesinde okul takımından atılmış olmasına rağmen potaların zirvesine çıkması bunlardan sadece birkaçı. Olumsuz gibi görünen durumlar sonunda aralanan kapıdan başarıya yürüyen bir diğer örnek de, İstanbul Üniversitesi’nde sosyoloji eğitimi alan Elif Özcan. Emekli bir babanın iki çocuğundan biri olan Elif, okula ilk başladığında okul masraflarını karşılamak için birçok kuruma burs başvurusunda bulunmuş. Ancak Büyükşehir Belediyesi’nin eğitim bursu dışında hiçbirini alamamış. O burs da ikinci sınıfa geçtiğinde kesilmiş. Dersleri başladıktan sonra yaz boyu çalıştığı part-time işinden de ayrılmak zorunda kalan Elif, yeni bir burs bulmak için internette gezinirken, yabancı bir site dikkatini çekmiş.
Sitede dizüstü bilgisayarların üzerine farklı beğenilere uygun çeşitli çıkartmalar satılıyormuş. “Tam para kazanma umudumu kaybettiğim esnada karşılaştım bu siteyle. Benzer bir siteyi de Türkiye’de ben yapmaya karar verdim.” diyor Elif. Tabii bu işi çok para harcamadan kotarmak uzmanlık istiyor haliyle. Öncelikle site kurmak için iş bilen bir ağabeye ihtiyaç var! Ağabeyinden site için yardım isteyerek başlamış işe. Kategorileri birlikte seçmişler. Sitede herkese göre bir çıkartmanın mutlaka bulunmasına da gayret etmişler. Çıkartma çeşitleri için arkadaşların fikirleri de alınmış. Siteyle ilgili teknik detaylar, birkaç gün içinde halledilmiş ve bir baskı firması ile anlaştıktan sonra çeşitli kategoride örnekler sitede sergilenmeye başlamış. www.yapishtir.com’un hikâyesi böyle başlamış.
Sitedeki ürünler arasında en fazla ilgi gören ürünler, Simpsons, Garfield ve South Park gibi çizgi film karakterleri. Bunun yanında çok çeşitli seçenekler de mevcut tabii. İstanbul âşığı bilgisayar kullanıcılarına eski semtlerden görüntüler, basketbol meraklılarına NBA yıldızlarının çıkartmaları, futbol düşkünleri için futbolcu fotoğrafları ve kulüp amblemleri, otomobil merakı olanlara da her marka otomobilin fotoğrafı sunuluyor. Bunun yanında dünyanın en ünlü ressamlarının tabloları da yapishtir.com’un seçenekleri arasında yer alıyor. Ayrıca istenilen her türlü fotoğraf ya da resim de kısa sürede çıkartma haline getiriliyor.
Laptopunuzun sevdiğiniz bir yapıştırma ile süslenmesini istiyorsanız bu siteye mutlaka göz gezdirmelisiniz. Üstelik sadece sitede size sunulan ürünler ile de sınırlı kalmayıp istediğiniz çalışmayı da talep edebilmeniz sitenin en önemli yönü. Siteye fotoğrafını göndermeniz halinde çocuğunuzun en şirin gülümsemesini, arabanızın en cafcaflı halini, taraftarı olduğunuz takımın en önemli başarıları laptopunuzun kapağında görebilirsiniz.Alıntıdır. Gençlik Zaman
Renkli gözlü görünmek gençlerin yeni trendlerinden. Daha �havalı� ve farklı görünme isteği, gençler arasındaki kontakt lens kullanımını artırıyor. Ancak bilinçsiz ve hatalı kullanımın vereceği zararlar konusunda kullanıcılarının yeterli bilgiye sahip olduğunu söylemek de zor.Ayrıntılar yazının devamında:
Adana Maya Göz Merkezi, Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Adil Tekin, kontakt lens kullanımının genç hanım ve erkekler arasında kozmetik kaygılarla tercih edilen bir aksesuar haline geldiğini hatırlatarak bu araçların çok dikkatli bir şekilde göze takılması gerektiğini söylüyor. İster numarasız, ister görme kusurlarını düzelten optik amaçlı kontakt lens taksın, kullanıcıların mutlaka mutlaka doktor kontrolünden geçerek göz yapısının lense müsait olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Tekin, lensin göze uygun çapta olup olmadığı, renk, oksijen ve su geçirgenliği gibi özelliklerinin önceden saptanması gerektiği yönünce uyarılar yapıyor.
Gözdeki kornea tabakasının gözyaşı ve oksijenle beslendiğini hatırlatan Tekin, bütün lenslerin az ya da çok korneayı bu hayati gıdaları almaktan alıkoyduğunu ifade ediyor. Uygun olmayan lenslerin kısa ve uzun dönemde gözde kuruluk veya alerjik bazı rahatsızlıklara sebep olacağının altını çizen Tekin, temizlik kurallarına uyulmadığı takdirde söz konusu sürenin uzayıp kısalabileceğini söylüyor. �Mikroorganizmalar ve yabancı maddeler için elverişli ortam oluşturan kontakt lenslerle yaz aylarında havuza girilmemeli. Çünkü göz sürekli kapaklarla yıkanıp siliniyor. Kontakt lens ise korneamızda kullanılan bir protezdir. Her zaman gözde mikrop yuvası haline gelme riski var. Özellikle çok tozlu ortamlarda ve yoğun sigara içilen yerlerde bu risk yüksektir. Ayrıca lens sürekli takıldığında gözde kızarıklığa ve kaşınmalara yola açabilir.� diyen Opr. Dr. Tekin, bütün lenslerin günlük takılıp çıkartılmasını tavsiye ediyor.
Gözlük reçetesi ile lens alınamaz
Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. İbrahim Taşkın da günümüzde rahatlıkla ulaşabilen kontakt lensleri her isteyenin gözüne takamayacağı uyarısında bulunuyor. Taşkın, birtakım kimyasal özellikleri bulunan lenslerin gece kullanılmasının pek uygun olmadığını belirterek hatalı lenslerin gözde beslenme bozukluğuna yol açıp kornea damarlarının beyazlaşmasına neden olabileceğini ve bu durumda da mikrop kapan gözde iltihaplanma ve benzeri hastalıkların görülebileceğini söylüyor. Taşkın, gözlük reçetesiyle kontakt lens alınamayacağını söyleyerek, �Lensin markası, markanın modeli, eğrilik yarıçapı, çap ve biyopsisi... Bunlardan herhangi biri değiştiği zaman lens yeniden hekim tarafından kontrol edilmeli. Sadece numara yazılarak reçete ile gidilip bu ürün alınamaz, alınmamalı. Zaten reçete olmadan bir optisyenin kontakt lens satması yasaktır.� diyor.
Kontakt lens alırken...
Görme keskinliği bir hekim tarafından değerlendirilmeli. Göz numarası tespit edilmeli. Biyomikroskop ile göz muayenesi ve gözyaşı değerlendirilmeli. Lensler alınırken ambalaj paketi veya folyosunun açılmamış ve son kullanım tarihinin geçmemiş olmasına dikkat edilmeli. Lensin karışmasını önlemek için daima aynı gözden başlanılmalı. Bazen ambalaj içinden lensi almakta zorlanılabilir. Bu durumda cımbız ve benzeri bir alet kullanılmamalı. Lensin temiz ve nemli olması gerekir. Çizik, çentik, yırtık veya çatlak bulunmamalı ve küçük parçacıklar yapışmış olmamalıdır. Lenslere dokunmadan önce mutlaka eller yıkanmalı. Eller yıkanırken yağ, losyon ya da parfüm içermeyen bir sabun ve pamukçuk bırakmayan havlu tercih edilmeli.
Sevgili gençler;Kimse ölmek istemez. Cennete gideceklerinden emin olan kişiler bile istemezler ölmeyi... Ancak ölüm, hepimizin paylaştığı bir ‘ortak nokta’dır. Hiçbirimiz kaçamamışızdır ölümden.Zaten olması gereken de budur. Ölüm, hayatın tek ‘en iyi icadı’dır. Hayatın tek ve gerçek ‘değişim aracı’dır. Yeniye yer açmak için eskinin ortadan kaldırılması gerekir. Şu anda yeni olan sizsiniz; ancak çok da uzak olmayan bir gün, ‘eski olan’ da siz olacaksınız ve siz de silineceksiniz hayat sahnesinden. Böyle üzücü ve hatta ürkütücü bir konudan söz ettiğim için üzgünüm ama... Bunların tümü gerçektir. Zamanınız sınırlı. O sınırlı zamanınızı, başkasının hayatını yaşayarak harcamayın.”
Bu satırları daha önce okumadı iseniz, ilk defa duyuyorsanız Gezgin Abimiz yine döktürmüş diye düşünüyor olabilirsiniz. Doğrudur, zaman zaman ne döktüğüm belli olmasa da döktürdüğüm doğrudur; ama yukarıdaki cümleler bana ait değil. 2005 yılında dünyaca ünlü Stanford üniversitesinin mezuniyet konuşmasında Apple şirketinin CEO’su, Macintosh makinelerinin mucidi Steve Jobs’un yaptığı konuşmadan alınmış bir bölümdü okuduğunuz.
Kendi kurduğu Apple’dan 1985 yılında ayrılmak zorunda bırakılan, arkasından yılmayarak beş yıl içinde Next ve Pixar isimli iki şirket daha kuran Jobs, geçen hafta yazıma konu ettiğim Silikon Vadisi’nin kuşkusuz en başarılı ve renkli kişisi. Pixar; sinema sektöründe meydana getirdiği animasyon devrimi ile herkese ismini öğreten bir şirket. Günümüzün en başarılı animasyon şirketi olan Pixar’ın yanı sıra diğer şirketi Next’i de başarı ile büyüten Jobs, Apple’ın bu şirketi satın alması ile yıllar sonra tekrar yuvaya dönmüştü. Yokluklar içinde büyüyen ve başarının, başarmanın kıymetini iyi bilen birisi olarak Jobs’ın hayatından çıkardığı derslerle örgülediği Stanford mezuniyet töreni konuşmasını duymamış, dinlememiş veya tercümesini okumamış olanlarınıza vakit geçirmeden bulmanızı tavsiye ederim. Yorum katarak yazıyı uzatmaktansa o konuşmadan bazı pasajlar alarak, sizlerin yorumlarınıza bırakmayı tercih ediyorum.Kimi zaman hayat bize tüm zorluklarını sunar. İşte o an yapmamız gereken tek şey, inancımızı kaybetmemektir. Hayatımda beni ileriye götüren tek şey, yaptığım işe olan aşkımdır. Bundan hiçbir zaman kuşkum olmadı.Kimin söylediğini bilmiyorum; ama 17 yaşımdayken okuduğum şu sözü, hayatım süresince hiç unutmadım:Eğer her günü, o gün hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, bir gün kesinlikle doğruyu yapmış olacaksın.?Bu söz beni öylesine etkiledi ki, o günden bu yana geçen otuz üç yılda her sabah aynaya bakar ve kendime sorarım:? ‘Bugün hayatımın son günü olsaydı, gün boyu yapacaklarımı gerçekten yapmış olmak ister miydim acaba?? Bu soruma ‘hayır’ cevaplarım arttıkça, bir şeyleri değiştirmem gerektiğinin farkına varırım ve yaptıklarımı ciddi bir biçimde denetleyerek, tek tek gözden geçiririm... Eninde sonunda öleceğimi düşünmek, hayatta büyük seçimler yapmama yardımcı olan en önemli etkendir. Çünkü yaşadığımız dünyaya ait tüm beklentilerimiz, gurur, kibir, her türlü sıkıntı, başarı, başarısızlık gibi ‘bu dünyanın sözüm ona önemli işleri’, ölüm söz konusu olduğunda bir anda tüm önemlerini yitiriyorlar, kelimenin tam anlamıyla kocaman bir “hiç” oluveriyorlar.Bir gün öleceğimizi unutmamak, kaybedeceğimiz bir şeylerin olduğunu düşünme tuzağından kurtulabilmemiz bildiğim en gerçekçi yöntemdir. Hayatınızda, yüreğinizin götürdüğü yere gitmemeniz, yüreğinizin sesini dinlememeniz için hiçbir nedeniniz yoktur. O nedenle, korkmayın kulak vermekten, yüreğinizin sesine...Esat Gürbüz'den alıntıdır.
Evet arkadaşlar daha önce şurada size Oksijen Çadırı'nın 1.Bölümünü sunmuştum.Şimdi de Oksijen Çadırı'nın 2. bölümü var.Bu bölümde diğeri kadar eğlenceli ve düşündürücü.Ben lafı hiç uzatmadan Oksijen Çadırı'nın 2. bölümünü sunayım.
İndirmek İçin: Oksijen Çadırı Bölüm 2

Enes ve Blog'unda sizler için yepyeni bir eğlenceli bölüm hazırlandı.Bu Bölüm'ün adı ''Oksijen Çadırı''. Oksijen Çadırı da ne diye soracak olursanız hemen söyleyeyim.Oksijen Çadırı içinde Düşündürücü sözler,Fıkralar(Güldürürken düşündüren),Lüzumsuz Bilgiler,Neler Oluyor Hayatta gibi bölümlerin bulunduğu bir powerpoint biçimli içeriktir.Zaten üstte küçük bir resmi bulunuyor.Bundan böyle fırsatım oldukça bölüm bölüm burada yayınlamaya çalışacağım.İlk bölümünü hazırladım.
İndirmek İçin: Oksijen Çadırı Bölüm 1


Arkadaşlar bir çoğumuzun Dershanelerde veya Okullarda okuduğu şu günlerde biraz da rehberlik derslerine ihtiyacımız var.Bunun için Bazı kaynaklardan derlediğim bir rehberlik yazısı yayınlamayı düşündüm.Sıkıldığımız veya gevşediğimiz şu dönemlerde bu yazı inşallah ilaç gibi gelecektir sizlere :)
Genellikle nasıl yapıldığı bilinen şeyler için “Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok” denir.Bu durum başarılı olmak isteyen öğrenciler içinde geçerlidir.Başarı üzerine bir hayli araştırma,gözlem ve deneyim vardır.Aşağıda okul ve sınavlarda başarılı olmuş öğrencilerin genel olarak hangi özelliklere sahip olduğu bulunmaktadır.
1.)Başarılı öğrencinin bir ideali ve bir hedefi vardır.
2.)Kendine olan güveni ve inancı yüksektir.Başarılı olacağına dair inanç vardır.Yapamam,edemem gibi sözcükler kullanmaz.Çünkü çevresinde başarılı olanların kendisinden pek farklı özellikte olmadığının farkındadır.
3.)Israrcıdır.Hayatta başarılı olanlar hep ısrarcı olanlardır.Edison’un ampulü buluncaya kadar 1000’e yakın deney yaptıran güç,bu özelliğidir.Başarılı öğrencilerde anlamadığı ve çözemediği konularda hemen pes etmez.
4.)Sürekli ve düzenli olarak çalışır.Zamanını planlamayan ve sürekli çalışma alışkanlığı oluşmayan bir kişinin başarısı beklenemez.
5.)Düzenli bir kitap okuma alışkanlığı vardır.Başarının önünü açan ve başarıyı sürekli kılan en önemli alışkanlık kitap okumadır.Kitap okuma,hem kişinin kültür seviyesini yükseltir,hem de öğrenme isteğini arttırır.
6.)Arkadaş seçimine özen göstermektedir.Başarının en önemli kuralı,birlikte olduğu arkadaşını itinayla seçmektir.Bilinmelidir ki,iyi seçilmemiş arkadaş grubu,kaybedilmiş bir başarı demektir.
7.)Öğretmenleriyle iyi bir diyalog kurmadan,onların önerilerini dikkate almadan ve öğretmenlerin emeklerine saygıyla karşılık vermeden bir başarı beklenebilir mi? Öğretmene gösterilen saygı,kişinin kendisine gösterdiği saygı ve değerdir.
8.)Çevresiyle iyi bir iletişim içindedir.Çevresindeki insanları iyi tanıma,onlarla örnek bir diyalog kurma,onların güzel yönlerinden yararlanma ve deneyimlerinden istifade etme,iyi bir iletişim yoludur.Özellikle de başarısıyla kendisini ispatlamış insanlarla beraber olunmalıdır.Bunu yapan öğrenciler iyi bir kazanım elde ederler.
9.)Ailesine bağlıdır.Her başarı,aileyle başlar ve aileyle devam eder.Ailenin maddi ve manevi desteğini alamamış bir öğrenci asla başarıya ulaşamaz.

Bir sitede gezerken bu duvar kağıtlarına rastladım.Aslında eklemeyi düşünmüyordum ama başkaları sevebilir diye düşündüm :).Özellikle dedim Necmiye abla bu resimlere bayılır zaten 10-15 gündür İnternete giremiyor kızcağız bari girerse bir sürpriz yapayım dedim :P.İnşallah kendisi de girip beğenir bu resimleri.Beğeneceğini umuyorum Necmiye abla.(Kıymetimi bil uyuz :P)
Yüklenen yer: Rapidshare
Resim Adeti: 91
Resim Türü: Jpeg
Resim Boyutu: 35.699 KB
Resim Çözünürlüğü: 1280x1024 ve 1600x1200
Buradan Buyrun! http://rapidshare.com/files/71722036/Wallpapers_27_sh.rar
Cep telefonunuza "gizli numara"lardan gelen aramalardan bıktıysanız ve "gizli numara"lardan aranmak istemiyorsanız bu yöntem tam size göre.
Turkcell müşterilerine gizli numaraları ücretsiz olarak "engelleme" hizmeti vermeye başladı.
Turkcell'den yapılan açıklamada "gizli numaradan gelen aramaları kabul etmek istemeyen müşterilerimiz ücretsiz olan bu servis aracılığıyla gizli numaralardan gelen çağrıları rahatlıkla engelleyebilecekler" denildi.
İşte Turkcell tarafından duyurulan bu hizmetin detayları:
Servisin kullanılması durumunda gelen arama telefon çalmadan otomatik olarak geri çevrilecektir.
Arayan kişi "Aradığınız kişi gizli numaradan çağrı kabul etmemektedir. Numaranızı görünür yaparak kendisine ulaşabilirsiniz" anonsunu duyacaktır.
Gizli numaradan arama kısıtlama servisini; aktif hale getirmek için *253# ; iptal etmek için #253# yazıp YES tuşuna basmak yeterli.
Gizli numaralardan gelen aramaları engellediğinizde, gizli numaradan sizi arayacak kişiler "aradığınız kişi gizli numaradan çağrı kabul etmemektedir" uyarısını duyacaktır.
Meşhur bir hatip konuşmasına 100 dolarlık bir banknotu elinde tutarak başladı.
200 kişilik salonda:
"Bu 100 dolarlık banknotu kim ister?" diye sordu.
Salonda eller tek tek havaya kalkmaya başladı.
"Tamam bu 100 doları içinizden birine vereceğim, ama önce lütfen izin verin bir şey yapayım" dedi ve banknotu buruşturmaya başladı.
Tekrar sordu: "Hala kim istiyor?"
Salonda aynı eller havaya kalktı.
"Pekala, şunu yaparsam ne olacak bakalım?" dedi.
Banknotu yere attı ve ayakkabısının altında ezmeye başladı.Bir süre sonra eğildi ve parayı aldı. Banknot kirli ve buruş buruş olmuştu.
"Hala isteyen var mı?" diye sordu.
Salonda eller tekrar havaya kalktı.
"Arkadaşlar, sanırım hepiniz çok önemli bir ders öğrendiniz.
Paraya ne yaparsam yapayım siz hala onu istemeye devam ettiniz,çünkü biliyordunuz ki bu banknot değerinden bir şey kaybetmedi.Hala 100 dolar değerinde bir banknot!"
İşte bunun gibi hayatınızda cok defalar verdiğimiz kararlar yüzünden ya da karşı karşıya geldiğimiz durumlar yüzünden yere düşeriz, çiğneniriz, üstümüz başımız kirlenir, çamur oluruz. Ama başımıza gelenler ya da gelecekler, ne olursa olsun değerimizi asla kaybetmeyiz. Kirli ya da temiz, buruşuk ya da ütülü olalım Ona göre bizler hala paha biçilmeziz...
Sitenizin Google Page Rank'ini yükselttiği kanıtlanmış faktörler, buradaki yazıda belirtilmiş olup sedat aktağ tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir.
Aşağıdaki liste, sayfanızın arama motoru optimizasyonunu yaparken elinizin altında bulunması gereken bir checklist (kontrol listesi)'dir. Burada belirtilen öğelerin hepsi, sayfanızın Google nezdindeki değerini (PR) artıracak özelliklerdir. Yazarının da belirttiği üzere, suistimal edilerek kullanıldıklarında, sitenizin değerini olumsuz etkileyeceklerdir.İşte o 38 Madde:
Sayfanızı optimize ederken kullanabileceğiniz kontrol listesi
Anahtar Kelimeler
1. -Önemli- URL'de anahtar kelimelerin bulunması
En baştaki kelime en önemlidir. Sonraki kelimeler sırayla daha az önem arzeder.
2. -Önemli- Alan adında anahtar kelimelerin bulunması
Anahtar kelimeler sayfa adında kısa-çizgiyle-ayrılmış şekilde bulunmalıdır.
Header alanındaki anahtar kelimeler
3. Title alanında anahtar kelimelerin bulunması
Anahtar kelimeler başlangıçta bulunmalıdır. Title tag'i 10-60 karakter olmalı ve özel karakterler içermemelidir.
4. Description Meta Tag alanında anahtar kelimelerin bulunması
Bu alan sitenin ana teması hakkında fikir verir. 200 karakterden kısa olmalıdır. Google her ne kadar bu alana güvenmese de, sıklıkla kullanmaktadır.
5. Keyword Meta Tag alanında anahtar kelimelerin bulunması
Bu alan sitenin ana teması hakkında fikir verir. 10 kelimeden az olmalıdır. Bu alanda yer alan her kelime sitenin body alanında en az bir kez yer almalıdır. Yer almazsa Google tarafından alakasız içerik olarak algılanır.
Bu alanda herhangi bir kelime, bir sözcük grubu içinde yer alsa bile iki kereden fazla Keyword Meta Tag'i içinde iki kereden fazla yer almamalıdır. Aksi durumda spam olarak algılanır. Google dışındaki arama motorları bu alanı kullanmaktadırlar.
Body alanında anahtar kelimeler
6. Body alanında kelime yoğunluğu
%5-20(tüm anahtar kelimelerin sayısı/tüm kelimelerin sayısı). Bazı arama motorları bunu konu duyarlılığı olarak raporlamaktadırlar. Anahtar kelimelerin yoğunluğunun spam olarak algılanma eşiği konudan konuya değişmektedir.
7. Tekil kelime yoğunluğu
%1-6 (her kelime/toplam kelime sayısı)
8. -Önemli- H1, H2, H3 ile işaretlenmiş anahtar kelimeler
Hx şeklindeki etiketler uygun şekilde kullanılmalıdır.
9. Anahtar kelimelerin Font Büyüklükleri
Strong etiketi bold etiketi gibi, italik yazılar üzerinde vurgu yapılmış gibi algılanır.
10. Anahtar kelimelerin yakınlığı (2'den fazla anahtar kelime varsa)
Anlam olarak en yakın kelimeler en iyi kelimelerdir.
11. Kelimelerin cümle içindeki sırası
Kelimelerin sayfa içindeki sıralanışı, aramalarda listelenen kelime sıralanışı ile aynı olmalıdır. Uygun sıralanışı bulmak için aranması muhtemel kelime gruplarını tahmin edin, ve anahtar kelimelerinizi buna göre sıralayın.
12. Anahtar kelimelerin önceliği (sayfa içinde anahtar kelimeler hangi sırada geliyor)
Anahtar kelimeler sayfanın en üst kısımlarında, bold (koyu) etiketiyle, büyük fontlarla yazılmalıdır.
Diğer alanlardaki anahtar kelimeler
13. Resimlerin Alt etiketindeki anahtar kelimeler
Buradaki anahtar kelimeler, resmi açıklar nitelikte olmalıdır. Bu alanda spam yapmamak gerekir. (Bu alanın etkisi, sayfanın toplam optimizasyon skoru içerisinde yer alır)
14. Sitenin alt sayfalarına olan bağlantılar içindeki anahtar kelimeler(anchor metni)
Sitenin diğer sayfalarına link verilirken, linkler içerisinde anahtar kelimeler kullanılmalıdır.
Navigasyon-Site içi linkler
15. Sitenin sayfalarının linklerindeki anahtar kelimeler
Site içi sayfaların linkleri anahtar kelimeler içermelidir. Linki verilen sayfanın dosya adı da anahtar kelimeler içerebilir. Kısa çizgilerle ayrılmış dosya adları kullanılmalıdır. Ancak dosya adları çok uzun tutulmamalıdır, dosya adında en fazla 3 kısa çizgi bulunmalıdır.
16. Site içi linklerin hepsi geçerli linkler mi?
Site içi tüm sayfalara verilen linklerin geçerli olup olmadıklarını mutlaka kontrol edin. Bu linkteki aracı kullanabilirsiniz.
17. Verimli - Ağaç Tipi Hiyerarşi
Site içindeki herhangi bir sayfaya 2 tıklama ile ulaşılabildiğinden emin olun. 4 tıklamadan daha derindeki sayfalar kabul edilemez.
18. Site içi linkleme
Alt seviye sayfalar arasında uygun şekilde linkler verilmesini sağlayın.
Navigasyon-Dışarı Linkler
19. Site dışına verilen linkler anahtar kelimeler içeriyor mu?
Google Patentli √- Sadece kaliteli sitelere link verin. Link çiftliklerine bağlantı vermeyin. Bu türlü linkler sitenizin değerini düşürebilir. Ne yazık ki dışarı verdiğiniz linklerin kalitesini kontrol etmek için gerekli zamanı ayırmalısınız. Bu linkler sizin sorumluluğunuzdadır.
20. Dışarı verilen linkler için Anchor metni
Google Patentli √- Bu metinler konu ile alakalı ve açıklayıcı olmalıdır.
21. Linklerin zamanla sabit kalması
Google Patentli √- Dışarı verdiğiniz linkler zamanla kırık ya da ulaşılamaz hale gelmemelidir.
22. Dışarı verilen linkler geçerli mi?
Dışarı verdiğiniz linkleirn geçerliliğini zaman içerisinde düzenli olarak kontrol etmelisiniz.
23. Toplamda en fazla 100 dış link
Google, maksimum dış link sayısının 100 olması gerektiğini söylese de, bu sayının 2 ya da 3 katını da kabul ettiğini biliyoruz.
Sayfa üzerindeki Diğer faktörler
24. Alan Adı Uzantısı, En üst Seviye Alan Adı(Top Level Domain)
.gov uzantılı siteler, statüsü en yüksek sitelerdir.
.edu uzantılı siteler, yüksek statülü sitelerdir.
.org uzantılı siteler, yüksek statülü sitelerdir.
.com uzantılı siteler, spam ve suistimal siteleri için en çok kullanılan sitelerdir ve Google en çok bu siteleri tetkik eder.
Artık .info uzantılı siteler de gayet yüksek PR değerleri alabiliyorlar.
25. Sayfa Boyutu
Çok özel durumlar dışında sayfa boyutunun 100 Kb'ı aşmamasına özen gösterin. 40 Kb'dan daha küçük sayfalar en çok tercih edilen sitelerdir.
26. URL'de kısa çizgilerin bulunması
URL'de boşluk bulunamayacağı için, boşluk karakteri yerine kısa çizgi kullanmak en çok kullanılan yöntemdir.
1 ya da 2 kısa çizgi, anahtar kelimeleri ayırmak için idealdir.(örneğin pet-smart, pets-mart)4 ya da daha fazla kısa çizgi=KÖTÜDÜR. Spam yapılıyor gibi görünmesine yol açar. 10 kısa çizgi= Kesinlikle spamdir, sitenin değerini düşürebilir.
27. Sayfanın Tazeliği
Google Patentli √- Zamanla değişse de, daha taze olan daha iyidir. Bu bir haber sitesi, perakende satış yapan site ya da açık arttırma sitesi de olabilir. Google taze sayfalardan hoşlanır, tabi ben de
28. Tazelik - Değişen içerik oranı
Eski sayfaların yeni sayfalara olan oranıdır.
29. Linklerin Taze Olması
Google Patentli √- İyi ya da kötü sonuçlar doğurabilir, Çok güvenilen siteler için çok iyidir, yeni açılmış, çok güvenilmeyen siteler için iyi sonuçlar getirmez.
30. Sayfanın yenilenme sıklığı
Sık yapılan güncellemeler = sayfanın arama motorları tarafından daha sık taranması = sayfanın daha sık cache'lenmesi demektir.
31. Sayfanın Ana Teması
Sayfa kendi temasını sergileyebiliyor mu? Kendi içinde genel bir tutarlılığı var mı?
32. Anahtar kelimelerden türemiş kelimelerin kullanımı
Kazanmak, kazanç gibi.
33. Anlambilimin uygulanması
Eşanlamlı sözcüklerin kullanımı
34. Gizli anlama dayalı indeksleme
Şimdilik spekülasyondan ibaret, henüz bir kanıt yok.
35. URL Uzunluğu
URL'leri mümkün olduğu sürece kısa tutmaya çalışın.Internet Explorer maksimum 2000 karaktere izin verse de, 100 karakterden azı iyidir. Tabi daha azı daha iyidir.
Site üzerindeki Diğer faktörler
36. Sitenin büyüklüğü-Google büyük sitelerden hoşlanır.
Google milyonlarca sayfayı tarar ve yığar, ya da tamamlar. Daha büyük siteler daha iyi sitelerdir.
37. Sitenin yaşı
Google Patentli √- Daha yaşlı olan daha iyidir. Sitenin yaşı Google için altındır.
38. Sayfanın yaşına karşılık sitenin yaşı
Eski bir sitedeki yeni sayfalar daha çabuk taranma şansına sahip olurlar.
Kaynak : sametatdag.blogspot.com
Odamda yalnız iken kendi kendime bayağı düşündüm.Ve bunun sonucunda bir karar verdim.Yaşam şartlarının çok zor olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve bunun içinde somut şeyler yapmak gerek diye düşünüyorum.Daha önce internetin kapandığını söylemiştim.Ve İnternetin kapanması benim için o kadar kötü oldu ki anlatamam.Ama internetin kapanması bazı olumlu şeylerin gelişmesine de sebep oldu.İnternet varken insan dış ortamdan uzak kalıyor ve tabiri caizse yobazlaşıyor.Ben bunu denedim ve gördüm.Örnek verecek gerekirse yaz ayında günde 14 saat bilgisayarın başında oturuyordum.Bunun ne kadar büyük bir zaman kaybı olduğunu biliyor musunuz? Bende bilmiyordum işte ama öğrendim çok şükür.Kendime şunları sordum:
-Bu Dünya'ya neden geldim?
-Yaratılışımdaki amaç Ne?
-Yapmam Gerekenler Neler?
-İleride Ne Olacağım?
İşte bu en sondaki bu yazının genel özeti aslında.Ne olacağım derken kafam dank etmişti uzun zaman önce.İleride güzel bir mesleğin olması için çalışmam gerektiğini biliyorum.Vede İnternet,Televizyon,Çarşı bunlardan fedakârlık yapmayı düşünüyorum.Dershanemizin Rehber hocasıyla uzun uzun konuştuk ve oda benim gibi düşündü.Artık Bu Blog'ada fazla yazı yazamayacağım.Sadece arada bir geldiğim internet kafe'de yazabilirsem yazarım.İnternet kafe'ye gelince Burç Fm'deki bazı arşivleri indirip dinliyorum.Burç Fm'deki şu anda en çok dinlediğim Program Görünmezler...
Bu Programı gerçekten beğenerek dinliyorum.Bana ders çalışırken teselli veren Necmiye ablama çok teşekkür ederim.O gerçekten harkulade bir insan.Necmiye abla'yı anlatmak imkansız.En sıkıntılı günlerimde bile beni güldüren:) bu ablama sonsuz teşekkürlerimi bildiriyorum.Gerçekten Hayat Dostu,Her Zaman Güldüren ve Gülümseyen birisi.Allah ağlatmasın onu.Biraz hüzünlü bir yazı oldu gibi sanki ama idare edin:P
Milyonlarca kar tanesinden biriyim şimdi ben. Yere doğru süzülerek inen, rüzgarla savrulup hangi bir köşeye tutunacağı belli olmayan.
Tek başına kaldığı anda sıcaklığa direnemeyip yok olmaya saniyeler kadar yakın olan.
Omuz omuza olmaktan başka yaşam koşulu olmasa dahi kendi kaderine doğru uçuşarak yol alan, çaresizce kendinden bağımsız uçuşan diğer taneleri seyretmekten başka şansı olmayan.
Sımsıkı tutunarak etrafında ki diğer kar tanelerine ancak mevcudiyetini koruyabilecek olan, sokuldukça üşüyen; üşüdükçe var olan.
Sadece soğuğa mahkum bir kar tanesiyim ben, soğukluk dışında hiçbir şeye temasım olması mümkün olmayan. Varolabilmek için olduğum gibi kalmak zorunda olan. Varolmak için büyümek, büyümek için ise kendim gibi milyonlarca/milyarlarca kar tanesine sarılmak zorunda olan. Bulunduğu yeri bembeyaz örten bir kar yığınının parçası olması gereken.
Zamanın rengini siyaha döndüreceğini bilen fakat beyazdan başka rengi olmayan, kir ile giyinen bir kar tanesiyim.
Düştüğü yerden erimek dışında ancak bir kartopu olarak veya süpürülen çamur birikintilerine kapılarak ayrılması mümkün olan, kendinden başka değdiği her şeyi soğutan.
Değdiğini soğuturken kendi soğuğunu terk eden, sıcaklığını koruyamayıp o değdiği tende eriyen�
Erirken veda edemeyecek kadar süratli yok olan, geride minicik bir damla öpücük bırakan yalnız bir kar tanesiyim.
Diğer kar taneleri ile tek benzer yanı altı köşesi olan fakat tüm yanılanların yuvarlak sandığı bir kar tanesiyim ben. Olduğum gibi değil de yakıştırdıkları gibi görenlerin gözünde ki altı köşesiz yuvarlak kar tanesiyim.
Bakmak, görmek, bilmek� Bazen baksak dahi göremeyiz. Görsek dahi bilemeyiz.
Ancak bilmediğimizi bilir isek öğrenmek için kendimize bir şans veririz.
Önyargılarımızın bizi götüreceği yer garantide olmak değil de belki de sadece yanılgılarımız olacaktır. Asıl olan yargıya varmadan önce tekrar düşünmek, bakmak, görmek olabilir belki de.
Sevgiyle Kalın
(Bu yazı bana ait değil alıntı bir yazıdır.Çok beğendim ve bloguma yazayım dedim.Ama içinde bana ait benzerlikler çoğunlukta)
Bazı insanlar her iki elinin parmaklarını birbirine geçirerek ve onları gererek ses çıkartırlar, yani çıtlatırlar. Çoğumuz buradan gelen sesin kemiklerden geldiğini sanırız, hatta rahatsız oluruz ama nedense bunu yapanlar hallerinden memnun görünürler.
En çok ve kolaylıkla çıtlattığımız yerler vücudumuzda en çok bulunan sürtünmeli eklem yerleridir. Bu tip eklem yerlerinde, örneğin parmaklarımızda, iki kemiğin birleştiği yerde bir bağlantı kapsülü vardır. Bu kapsülün içinde kemiklerin hareketleri sırasında buraları yağlayan bir sıvı vardır. Bu sıvının içinde erimiş halde oksijen, nitrojen ve karbondioksit gazları bulunur.
Vücudumuzda en kolay çıtlatabileceğimiz eklem yerlerimiz parmaklarımızdır. Parmaklarımız gerilince ve eklem yerlerimiz düzleşince bu kapsül de gerilir. İçindeki sıvının basıncı azalır ve gaz kabarcıkları patlamaya başlar. İşte kulağımıza gelenler bu seslerdir. Patlayan kabarcıklar neticesinde gazlar bu sıvıyı terk eder, sıvı daha da genleşir ve eklem yerinin hareket kabiliyetini arttırır.
Şüphesiz ki eklem yerinin gerilmesi, bu kapsülün boyu ile sınırlıdır. Eğer parmaklarınızı çıtlattığınız anda röntgenini de çekerseniz, eklem içinde oluşan gaz kabarcıklarını görebilirsiniz. Bu olay eklem yerindeki hacmi yaklaşık yüzde 15-20 artırır.
Aynı parmağınızı arka arkaya çıtlatamazsınız. Bir süre beklemeniz gerekir, çünkü gaz kabarcıklarının sıvı içersinde tekrar oluşması biraz zaman alır.
Tüm bu açıklamalar, deneylerle ispatlanmasına rağmen, yine de bu kadar küçük gaz miktarının bu kadar büyük bir ses çıkartabilmesinin nedeni hala anlaşılmış değildir. Bu sorunun tatmin edici bir cevabı da henüz yoktur. Ayrıca detaylı çalışmalar göstermiştir ki, çıtırdama sırasında iki ayrı ses duyulmaktadır. Birincisinin gaz kabarcıklarının patlaması olduğu biliniyor. İkinci sesin ise kapsülün uzama sınırına vardığında çıktığı sanılıyor.
Evet geldik en çok merak edilen soruya! Parmaklarımızı çıtlatmak vücudumuz için zararlı mıdır? Bu konuda elde çok az bilimsel çalışma sonucu vardır. Bir görüşe göre parmak çıtlatmanın eklem yerlerimizdeki sıvıya bir tesiri yoktur. Diğer bir görüşe göre ise sürekli olarak bunu yapanlarda ve bunu alışkanlık haline getirenlerde, eklemler etrafındaki yumuşak doku zarar görmekte, parmaklar şişmekte, dolayısı ile elin kavrama gücü azalmaktadır.
Alıntıdır.Nedeni.com
En sonunda bende masaüstü resmimi bir blog sitesi olan masaustum.blogspot.com'a ekledim:)Masaüstü resmimi Vista İşletim sisteminde çektim.Masaüstümde Göze Hoş gelen Yeşil renkte bir resim var;)Masaüstü Resmime bakmak İstiyorsanız Şuraya Tıklayın.
Bir Bardağa Çay koymak Millete çok zor geliyor olsa gerek.Şimdi de bu çaydanlığı icat etmişler.Ne var yani Bir Çayımızı koyamıyacaksak biz Dünya'da hiç yaşamayalım.Ama tembeller için gerçekten iyi bir çözüme benziyor:) Bu buluşla artık çaydanlığı kaldırmadan çayınızı koyabilirsiniz(Tembeller Size diyorum:D )Gerçekten Rahatlık ve Tembeller için Güzel Bir Fikir...
Alıntıdır.İlginçBuluşlar
Bilgisayarımız'da Müzik ile ilgili akla gelen ilk Program Winamp'tır herhalde.Winamp Dünya çapında bu kadar seviliyor olsa gerek adamlar winamp görünümlü Mp3 Çalar yapmışlar.Eğer tam bir müzik keyfi istiyorsanız hoşunuza gidebilir tabiki...
Alıntıdır.İlginçBuluşlar

Alıntıdır.KaanWorld
Evet arkadaşlar bu oyunu gerçekten uzun zamandır arıyordum ve sonunda bulmak nasip oldu.Kendi Telefonumda Denemedim ama çalışacağından eminim.Çünkü K750İ'ye uyan oyunlar benim cep telefonuma da uyuyor :)
Buradan Buyrun
Daha önce şurada sizlere u3 Programının özelliklerini anlatan resimleri göstermiştim.Şimdi de U3 programının özelliklerini daha ayrıntılı anlatan bir video hazırladım.Aşağıdan indirebilirsiniz.
Boyut:18,3 MB
İndirme Linki: http://files.filefront.com/U3+Flash+Disk+Anlat305m305rar/;8632448;/fileinfo.html
Buradan İndirin: http://www.divshare.com/download/2200040-82c
Adım 1: Bu ekranda Program yükleniyor.
Adım 2: Bu ekranda da önceden söylemiş olduğum gibi güvenliğimiz için Şifremizi giriyoruz.
Adım 3: Bu ekran U3 belleğimizin ana sayfası.
Adım 4: Buradan sol taraftaki daha önceden yüklenmiş olan programları kaldırabiliriz.
Adım 5: Burası Şifre Oluşturma Ekranımız.
Adım 6: Burası da U3 özellikli belleğimize Yükleyeceğimiz Programların Ana Merkezi.
Adım 1: Setup'a tıkladığımızda "Nero 8"e tıklayarak kuruluma geçelim.
Adım 2: "İleri" diyerek kuruluma devam edelim.
Adım 3: Lisans sözleşmesini okuyup kabul ettikten sonra tekrar İleri diyelim.
Adım 4: İsmimizi ve Serialimizi giriyoruz ve İleri Diyoruz.
Adım 5: Bu ekranda "Genel" veya "Özel" seçeneklerinden birisini seçerek İleri diyoruz.
Adım 6: Burada Dil ayarını yaptıktan sonra İleri diyoruz.
Adım 7: Bu son ekranda da İleri diyerek artık sistemimize yüklenmesini bekleyeceğiz.

Boyutu : 3.23 MB
Lisans : Ücretsiz
İşletim Sistemi : Windows 98/Me/2000/XP/Vista
Dinimi Öğreniyorum, Çocuklar için Abdest almasını, namaz kılmasını, abdest dualarını ve namaz dualarını öğreten resimli açıklayıcı bir program.
60 adet ikon.İstediğiniz yerlerde kullanabilirsiniz.Logoların Toplam Boyutu:1.43 MB'tır.
Upload Rapidshare:İndir Spor Marka Logolar

Nero'nun en son ve taşınabilir sürümü.Yerinizde olsam kaçırmazdım bu programı.Programın Boyutu:26.8 MB
Upload Rapidshare:İndir Portable Nero 8.0.3

Birbirinden Süper 66 adet Vista gadgetlar.Bunlardan bazıları: Msn Messenger, Oyunlar, Media Player, Radyolar, Haber kaynakları(rss), Arama motorları, Vikipedia ...
Upload Rapidshare:İndir 66 Adet Vista Gadget

Ubisoft tarafından 2004 yılında ortaya çıkarılan ve bir klasik haline gelen Far Cry'ın yanında Prince of Persia: Sand of Time, Ghost Recon ve Raving Rabbits gibi yakın geçmişte ücretli olarak sunulan bazı oyunlar da şirket tarafından ücretsiz hale getirildi.
.
Tamamen bedava olan oyunlar, yükleme ekranlarında reklamlar içeriyor. Sizler de oyunun klasik yükleme ekranı yerine reklamlı yükleme ekranını görerek oyunlara ücretsiz olarak sahip olabiliyorsunuz.
Oyunları yükledikten sonra oynayabilmek için kendinize bir Ubisoft Hesabı açmanız (Ülke olarak United States'i seçin) gerekiyor. İstediğiniz oyunu indirmek için ise sadece birkaç dakikada bir FilePlanet üyeliği edinerek aşağıdaki ücretsiz sunucuları kullanabilirsiniz.
Far Cry
Prince of Persia: Sands of Time
Tom Clancy′s Ghost Recon
Rayman Raving Rabbids

Uzunca bir düşünüşten sonra artık blog'umun yayın hayatına girmesine karar kıldım.Bu blog'da herkesin uyguladığı yöntemler gibi bende yazılarımı yayınlayacağım ve arkadaşlarla paylaşacağım.Ama ne kadar uzun soluklu bir blog olur orasını bilemem.Bu blog'da belki günlüklerime de yer verebilirim.Ama öncelikle güncel haberler ve bazı forumlardan haberler ekleyceğim.Bugünlük biraz test aşamasında olsa da ilerki günlerde aktifleşecektir.Neyse lafı çok uzatmayalım ve neler yapacaklarımıza karar verelim...